Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bir Şirketin Değerleri Neden Önemlidir?

Bir Şirketin Değerleri Neden Önemlidir? Bir insanın, bir otobüste kendi yerini yaşlı bir kadına vermesinin nedeni nedir? Sokakta yürürken, bazıları elindeki kağıt mendili atacak çöp kovası ararken, neden bazıları hiç düşünmeden yere atar? Neden bazı insanlar, gittikleri lokanta ve kafelerdeki tuvaletleri kendi evlerindeki gibi özenle kullanırken, bazıları oraya bir daha hiç dönmeyecekmiş gibi hoyratça kullanırlar? Neden bazı çalışanlar işyerlerini, kendilerine aitmiş gibi sahiplenirken, bazıları düşman malı gibi görürler? İnsanların da, şirketlerin de davranışlarını belirleyen, onların sahip olduğu değerlerdir. Bir bakkalın sahip olduğu dünya görüşü ve değerleri, onun davranışlarını belirler. O bakkalın yanında kısa bir süre çalışan bir çırak bile, bakkalın hangi değerlere sahip olduğunu kolayca anlar. Yanında çalışanların haklarını verip vermediği, müşterilerine ahlaklı davranıp davranmadığı, çevrede esnaflıyla kurduğu ilişkiler… Bu davranışların hepsinin arkasında, bakkalın ...

Tepkiler

KLASİK TEPKİ: "Sıraya geç kardeşim" NEOKLASİK TEPKİ:"Şeker kardeşim sıraya geçiver" REALİST TEPKİ: "Sıra var" SURREALİST TEPKİ:"Sallandıracaksın bunlardan ikisini kızılay'da bak bir daha yapabiliyorlar mı?" TEPKİLER ROMANTİK TEPKİ:"Beyefendi galiba sırayı görmediniz" NATURALİST TEPKİ: "Sırana geç" MODERN TEPKİ: "Efendim insanımız eğitimsiz. Halbuki Avrupa da" POST-MODERN:"Sırana geç lan ayı!" UZLAŞIMCI:"Acelesi olmasa öne geçmezdi; üzmeyin garibi" DEVRİMCİ:"Alt yapı sorunları çözülmeden halkımız sıraya geçmez. Devrim olunca herkes hizaya gelecek" FELSEFECİ (septik-kuşkucu): "Ön ve arka kavramları görecelidir.O tarafın ön taraf olduğuna kim karar verdi? Öne geçtiğini zanneden, aslında arkaya geçmiş olabilir" KANT'CI:"Efendim algılanmayan şeyler yok demektir. Bakmayın o tarafa,adam yok olur" KÖTÜMSER VAROLUŞCU...

YETENEK EFSANESİ

YETENEK EFSANESİ Kurumsal şirketlerin yetenekleri hayatlarının erken dönemlerinde bularak kendi yapılarına dahil etmeleri ve onlara geleceğin yöneticileri olarak yatırım yapmalarının Türkiye’deki geçmişi 20 yıl öncesine dayanır. Meslek hayatımda bu tür projelerin ilk uygulanmaya başladığı dönemlerden itibaren içinde bulunma ve büyük topluluklar içinden seçilmiş bu gençlerin gelişim projelerinde onları tanıma fırsatım oldu. Yetenek arayışında “eğitim başarısı” ve “zeka”nın seçim ölçütü olarak kullanılması konusunda ilk kuşkularım bu dönemde oluşmaya başladı. Unutamadığım anılarımdan biri, büyük bir holdingin MT (management traine) olarak adlandırılan projesinde, bir gencin iş simülasyonunda hile yapmasıydı. Dostça bir yaklaşımda kendisine, “bu davranışın uygun olup olmadığını” sorduğumda gülerek, “iş hayatında başarı için bunun normal bir yol olduğunu” söylemişti. Bunun üzerine, daha meslek hayatının başında bir oyunda hile yapmayı “doğal bir davranış” olarak gören ve bunu da savunma...