Ye Kürküm Ye…
Siyah, beyaz, gri
Yüksek tahsilini benim gibi teknik bilimler, mühendislik vb. gibi
alanlarda yapanlar, bu eğitimin kazandırdığı analitik düşünme ve bakış açısı
ile hayata ve olaylara daha kesin yargılarla bakarlar. Yaşanan olaylarda gri alanlar
yerine siyah beyazlar vardır, her şey evet/hayır ya da 1/0 mantığı üzerine
kurulur. Ancak sosyal bilimlerde öğrenim görenlerde olaylara esnek bakma,
olasılıklar, değişkenler vardır. Bunlarda kesinlik yoktur, kişiye, zamana,
mekana, duruma göre değişir. Yüksek lisansımı sosyal bilimlerde yaparak ve
okuyarak analitik tarafımı biraz törpülemeye çalıştım.
İletişim teorilerinin güncelliği
Bu düşünce tarzı ve bakış açısı etrafımızdaki olaylara bakışımızı
etkiliyor demiştik, müspet bilimlerde kesinlik vardır, örneğin suyun kaynama
derecesi, yerçekimi ivmesi, altının özgül ağırlığı, atmosfer basıncı gibi
bilimsel veriler kesindir ve kolay kolay değişmez. Ancak sosyal bilimlerdeki
teoriler zamana, çağa, düşünce akımlarına, hayat tarzına hatta teknolojiye göre
zamanla değişebilir. Haliyle bu teorilerin zaman zaman gözden geçirilmesinde
fayda var. “Tatlı dil
yılanı deliğinden çıkarır” başlıklı yazımda hepimizin
yakından bildiği, UCLA Üniversitesi profesörlerinden Albert Mehrabian 1960’lı
yıllarda kişiler arası iletişim konusunda yaptığı araştırmalarla, bir mesajın %7’sinin sözlerle, %38’inin ses tonu ile ve %55’inin beden
dili ileiletildiğini tespit ettiğini yazmıştım. Ancak bu
oranlar tartışılmaya başladı, hatta bir süre önce bağlantılarımdan bir
arkadaşım da bu oranların gerçekliği hakkında bir yazı yazmıştı.
İlk izlenim süresi nedir?
Üzerinde düşünülmesi, konuşulması gereken başka bir konu “İlk
izlenim”(ve bununla bağlantılı kişisel imaj). Çeşitli kaynaklarda o kadar çok
üzerinde duruluyor ve ilk anların o kadar değerli olduğundan bahsediliyor ki,
bu anların telafisi yok gibi bir algı oluşuyor. İlk izlenimin 3, 4, 7, 30 sn.,
4 dk. gibi sürelerde oluştuğu belirtiliyor. Öncelikle bu süreler birbirinden
çok alakasız, hangisi doğru? Hatta “İyi bir ilk
izlenim bırakmak için ikinci bir şansınız asla olmaz”şeklinde insanlar korkutulur. İlk izlenim genelde görünüş – özellikle
kıyafetler – ses ve sözcükler, beden dili, jest mimikler, duruş, vb. iletişim
unsurlarından oluşur.
Yanlış ilk izlenimin ardından
Özellikle üzerinde durmak istediğim ilk izlenim - hatta sonrasında –
kişilerin kıyafetlerinin çok yüksek derecede bir imaj bırakması. Ve bazen hazin
bir şekilde bu imajın yanlış olması. Bu konu ile ilgili verdiğim eğitimler
esnasında katılımcılarımdan o kadar çok edinilen yanlış imajlar ile ilgili
yaşanan olaylar aktarılıyor ki şaşarsınız. Özellikle ev, otomobil, mücevher gibi
pahalı ürünlerin satışında ya da lüks tüketim ürünlerinin tanıtımında çok
rastlanıyor. Çok iyi olmayan bir giysi ve görünüm ile satış personelinin önüne
çıkan ama varlıklı bir müşteri, biraz ön yargı biraz da ilk izlenimden dolayı
olumsuz bir muameleye maruz kalabiliyor. Satış temsilcisi pahalı bir modele
bakan müşteriye “mesajın dört
yönü” tekniği ile “size daha uygun modeller gösterebilirim”
ifadesiyle aslında “sizin bu modeli alacak kadar paranız olduğunu sanmıyorum”
demek ister. Müşteri bu durumu fark ettiğinde işler sarpa sarar ve bazen
müşteri egosuna da yenilerek aslında bir araç almak için girdiği showroomdan birkaç
araç alarak çıkar. Hatta konaklamak istediği otele alınmayan, sonra
yanındakilere oteli satın almalarını emrini veren, mal varlığının hesabını
bilmeyen hatırı sayılır zenginler olduğu ve işin garip tarafı bu otelin aslında
kendisine ait olduğunun ortaya çıktığı gerçek vakalar var.
İnsan sarrafı olmak
Dolayısıyla belli bir süre işi gereği birçok kişi ile irtibatta olan
kişiler hemen kendini insan sarrafı olarak tanımlar ve ilk izlenim ile bir
karar verirler. Ancak bu ilk izlenimlerin kişiyi yanıltma ihtimalini her zaman
hesaba katmak gerekir. Özellikle günümüzde varlıklı kimseler, üst düzey
personel vb. daha rahat giyim tercih etmeye başladı. Erkelerde takım elbise ya
da bayanlarda iş kıyafeti daha çok maaşlı çalışan ve müşteri ile irtibatta olan
kişilerin tercihi olmakta. Bazen yanlış ilk izlenime kişinin görünümü, fiziksel
yapısı, duruşu, yaşı, cinsiyeti, karizması da neden olmaktadır. Örneğin orduda
yapılan bir deneyde atış yapacak bir kısım asker için, bu askerleri tanımayan
komutanlardan hangilerinin daha iyi atış yapacaklarını tahmin etmeleri
isteniyor. Sizin de tahmin ettiğiniz gibi daha çok Rambo tarzı askerler daha
yüksek isabetli atış tahmini almasına karşın durum pek öyle olmuyor. (Bkz."Halo efekt")
“Ye kürküm ye”
Özellikle kıyafet ve görünümün insanları ne kadar etkilediği ile ilgili
o kadar çok sosyal deney yapılıyor ki, internette her gün birine rastlamak
mümkün. Örneğin eski kıyafetler ile lüks restoranta alınmayan, 10 dk. sonra
kıyafetini değiştirip Ferrari’si ile gelen genç müşteri, metro girişinde yerde
öksürüp kıvranan “evsiz” görünümlü kişiye 3 dakika kimsenin yardım etmemesi
ancak aynı kişi takım elbise giydiğinde yere düşer düşmez insanların yardıma
koşması, eski kıyafetler ile cüzdanını unuttuğunu söyleyerek ücretsiz otobüse
binmek isteyen ve alınmayan kötü kıyafetli kişi yine iyi bir kıyafet ile aynı
şeyi sorduğunda otobüse alındığı vb. videoları seyretmek mümkün.
Hatta geçenlerde bir seminerde katılımcının başından geçen ilk izlenim
ile ilgili acı deneyimi çok düşündürücü; muayene olmak için hastanede sırasını
beklerken önünden kıyafeti ve görüntüsü kendisini rahatsız eden biri geçiyor ve
içinden olumsuz duygular geçiyor ve biraz sonra sıra kendisine gelince içeri
girdiğinde o kişinin muayene olacağı doktor olduğunu görüyor.
Yıllar önce de henüz daha 21 yaşında motor dersleri verdiğim kursta,
yaşı ilerlemiş kursiyerim, kurs öncesi uzaktan bana bakarak yöneticime “bize bu
çocuk mu eğitim verecek?” diye soruyor. Ancak kurs bitiminde yanıma gelerek
olayı mahçup bir şekilde anlatarak yanıldığını ve eğitimin çok iyi geçtiğini
belirtmişti. Bazen bu yanlış ilk izlenimlerde cinsiyet te etkili, özellikle
genelde erkeklerin yaptığı bazı işlerde bayan gördüklerinde oluyor. Örneğin
otomobil servislerinde müşteri, teknik bir işte karşısında bir bayan görünce
“sen kadınsın, arabadan ne anlarsın” şeklinde ifade edebiliyor.
Özellikle kültürümüzde dış görünüme çok fazla önem verilmekte ve ilk
izlenimlerimiz, ön yargılarımız ile birlikte kıyafete göre oluşmakta. Ancak
oluşan olumsuz ama yanlış ilk izlenimin karşımızdaki tarafından fark edilmesi
bu sefer bize bu hatamızı düzeltmek için ikinci bir şans vermeyebilir.
Nasreddin Hoca asırlar önce boşuna dememiş “Ye kürküm
ye”.Dolayısıyla saniyeler içinde oluştuğu söylenen ilk izlenime
çok fazla itibar etmemekte fayda olabilir.
Yorumlar
Yorum Gönder